. . : Sen Benim Kim Oldugumu Biliyormusun ? fıkralar , fıkra, komik fıkra, komik fıkralar, fıkra arşivi : : .
. : : Menu : : .


Fıkralar > Komik Yazilar > Sen Benim Kim Oldugumu Biliyormusun ?
Okunma : 1023
Puan :0   Puan:0 | Katılımcı:0 | Katılımcı : 0
1 puan 2 puan 3 puan 4 puan 5 puan 6 puan 7 puan 8 puan 9 puan 10 puan
Sen Benim Kim Oldugumu Biliyormusun ? Ãœniversitenin büyük amfisinde 800 kisinin katildigi bir imtihan... Süre iki saat... Profesör son derece sert ve sürenin esnetilmesine imkân yok. Cevaplari yetistiremeyen kaliyor. Bu yüzden bütün talebeler haril haril kâgit dolduruyorlar. Ama birisi agirdan gidiyor. Biraz düsünüyor biraz yaziyor. Hiç aceleci bir hâli yok. Derken süre doluyor. Getirin kâgitlari çocuklar diyor profesör ve herkes bitirebildigi kadariyla kâgidini getirip masanin üzerine koyuyor. Veren çikiyor, veren çikiyor, masanin üzerindeki kâgitlar birikiyor. Sinifta hiç talebe kalmiyor. Bir kisi hâriç. Bizim agirdan giden talebe hiç istifini bozmadan yazmaya devâm ediyor. Böylece biraz daha zaman geçtikten sonra, bizimki kalkip kürsüye gidiyor ve kâgidini bir sonraki ders için hazirliklarini tamamlamakta olan profesöre uzatiyor. Profesör kizarak: -Hayir! Çok geç kaldin. Artik senin kâgidini alamam... Bizimki ters ters bakiyor: -Sen benim kim oldugumu biliyor musun? -Yoo, aslinda bilmiyorum. Ne olacak? Talebe bakislarini diklestirerek tekrar soruyor: -Sen benim kim oldugumu biliyor musun? -Hayir bilmiyorum! Ãœstelik bu hiç de mühim degil! -Iyi öyleyse, diyor bizimki ve yigili duran imtihan kâgitlarinin bir kismini kaldiriyor ve araya kendi kâgidini koyup kâgitlari tekrar düzeltiyor. Sonra da: -Iyi günler hocam, deyip profesörün saskin bakislari arasinda yürüyüp gidiyor.Sen Benim Kim Oldugumu Biliyormusun ?

Ãœniversitenin büyük amfisinde 800 kisinin katildigi bir imtihan... Süre iki saat... Profesör son derece sert ve sürenin esnetilmesine imkân yok. Cevaplari yetistiremeyen kaliyor. Bu yüzden bütün talebeler haril haril kâgit dolduruyorlar.

Ama birisi agirdan gidiyor. Biraz düsünüyor biraz yaziyor. Hiç aceleci bir hâli yok.

Derken süre doluyor. Getirin kâgitlari çocuklar diyor profesör ve herkes bitirebildigi kadariyla kâgidini getirip masanin üzerine koyuyor. Veren çikiyor, veren çikiyor, masanin üzerindeki kâgitlar birikiyor. Sinifta hiç talebe kalmiyor. Bir kisi hâriç. Bizim agirdan giden talebe hiç istifini bozmadan yazmaya devâm ediyor.

Böylece biraz daha zaman geçtikten sonra, bizimki kalkip kürsüye gidiyor ve kâgidini bir sonraki ders için hazirliklarini tamamlamakta olan profesöre uzatiyor. Profesör kizarak:

-Hayir! Çok geç kaldin. Artik senin kâgidini alamam...

Bizimki ters ters bakiyor:

-Sen benim kim oldugumu biliyor musun?

-Yoo, aslinda bilmiyorum. Ne olacak?

Talebe bakislarini diklestirerek tekrar soruyor:

-Sen benim kim oldugumu biliyor musun?

-Hayir bilmiyorum! Üstelik bu hiç de mühim degil!

-Iyi öyleyse, diyor bizimki ve yigili duran imtihan kâgitlarinin bir kismini kaldiriyor ve araya kendi kâgidini koyup kâgitlari tekrar düzeltiyor. Sonra da:

-Iyi günler hocam, deyip profesörün saskin bakislari arasinda yürüyüp gidiyor.



Bu meatiyel için Henüz Yorum Yapılmamış, İlk yorumu siz Yapın!
isim Zorunlu Alan! 
Mail Zorunlu Alan! 
Yorumunuz Zorunlu Alan! 
Kalan Karekter.
Resim Onayı Zorunlu Alan! 

Derleme Süresi: 0.0019 Sn ¦ Powered By AhmBay